Ammo Bahe “76 Yıl Beklemek” | Panik 6.Sayı

Beklemek. Yolundan şaşmayacak birini. Ömür toprağa merhaba diyene kadar. 76 yıl kaybolmamış bir umut ile. Tek göz oda, ince bir sızı gibi içeri misafir olmuş ışık. Ve sızının izinde güneşin doğuşu ile her sabah yeniden var olan ümit;

bugün belki gelir.

belkiydi işte.

bilirsin ömür belkiye hayran.

“Vay beni leylak kokusundan çoban çevgenine

arastadan ırmaklara çarkettiren dargınlık!

dedi şairin dilinden Ammo Bahe.

Dargındı kime dargın olduğunu bilmeden. Sözcüklere küsercesine suskundu. Bir acı vardı göğsünde azad edilmemiş, kafesinde çırpınıp duran. İsyan değil, sitemdi belki.

Gün yine gece, sınırdadır. Beklemenin ömrünü talan ettiği sınır, haritası yerle yeksan. Yüzündeki yorgun çizgilere gömülürcesine parmakları arasında yolunu kaybetmiş düşünceler.

Tellerin ardına bir adım atsa ona varacak kadar yakın, bir asır ardından koşsa dokunamayacağı kadar da uzak. Hiçbir yakın bu kadar uzak, hiçbir bekleyiş bu kadar yürek yakıcı değildi.

Her dakikası bir ömre tekabül etti saatleri. Yine de bekledi durdu:

-Ey gönlümün ince sızısı, ey gecem yerine şakaklarımı ağartan kadın! Bugün de gelmedin!

Gelmeyecek işte! Ne bekler durursun, yol gözlemekten usanmadın mı Bre Bahe!

Canından can gidiyordu yokluğunda, beklemekten nasıl usansın ki?

Manastırın yaralı bülbülü, en kıymetli taşı Bahe. O gitse bir taş eksilecek, her şey virane olacak gibi. Dikenleri en derinden yaralayan güle olan bülbülün özlemi ve 6 yaşında annesi Bedia’ nın terk etmesiyle başlayan acı hikâyesi.

Günün birinde ansızın çığlık sesleri gelir. Daha bir buçuk yaşında, horoz saldırısı ile yüzü gözü kanlar içindedir. Yara izleri bir gün geçse de zihninde beliren hasar ömrünün sonuna kadar devam eder. Hasar sebebiyle zamanla konuşma ve anlama güçlüğü çekmeye başlar. Henüz 6 yaşında babasını kaybeder ve Bedia’ nın çaresiz kalıp Suriye’ ye göç etmek istemesi ile başlar nihai yalnızlığı.

Bedia çaresizdir. Bahe’ yi yanında götürecek durumda değildir lakin gitmek zorundadır.

Son kez sarılır:

“Biz geleceğiz.”

Kapıya yetişene kadar tekrar tekrar bakar arkasına ve:

“Biz tekrar geleceğiz Bahe.”

Deyrulzafaran Manastırı’na bırakır gider. Ebediyen terk edildiğinden bihaber yaşlanıp gidecekti Bahe. Zihninden aldığı hasar dolayısıyla bir çocuk edasıyla saf ve temiz duygularla yaşlanır. Çocuk edasıyla geleceğine o kadar inanır ki, 76 yıl bekler annesini. Yarım asırdan fazla, bir asırdan biraz eksik.

Kırmızı çorapları ile bekledi. Kırmızı çorapları ile bıraktığı Bahe’yi döndüğünde kırmızı çoraplarından tanıyacaktı Bedia. Buna 76 yıl boyunca sadece kırmızı çorap giyecek kadar inanmıştı.

Yaşadıklarını unutacak kadar yaş almıştı ömrü. Hatırda kalan tek şey annesinin bir gün geleceğiydi. Gelmiyordu. Bekleye bekleye her gün biraz daha eksiliyor, biraz daha sitem ediyordu hastane odasında. Ah’ları göğü inletiyordu lakin bir kişi duymuyordu. Tek bir kişi için çığlıkları sessiz kalıyordu. Son nefesini verirken şairin dilinden bir dize akıyordu dudakları arasından:

“istenmediğim yeri sessizce terk ederim
hatıra kalsın diye bırakır da ruhumu
mahzun bir derviş gibi boyun büker, giderim”

dargın ayrılmıştı. Boynu bükük uğurlanmıştı ebediyete.

Beklemeyi yazabilir miydi insan? Duyunca hikâyesini, lisandaki sözcük kaleme küstü. Yazamadı, filmini yapabildi insan.

  • 2013’te Mardinli Yönetmen Haydar Demirtaş tarafından “Misafir” adı ile Bahe’ nin hayatı belgeselleştirilmiştir. Bekleme eyleminin en güzel tezahür ettiği ve “Bahe” rolünü yine Bahe’nin canlandırdığı “Misafir” belgeseli; 18. Boston Türk Kültür ve Sanat Festivali Belgesel ve Kısa Film Yarışması En İyi Belgesel Ödülü- 2013- ABD,7. İnönü Üniversitesi Uluslararası Kısa Film Festivali En İyi Belgesel Jüri Özel Ödülü-2014-Türkiye, 2. Uluslararası Kayseri Altın Çınar Film Festivali Ulusal Belgesel Film Kategorisi Türk Sinemasının 100.Yıl Özel ödülü-2014-Türkiye, 15. Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali Profesyonel Kategori Üçüncülük Ödülü-2014-Türkiye gibi daha birçok ödüle layık görülmüştür.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz