Yüklenme imkânı olsaydı eğer,
İki yaşındaki bir çocuğun
Acısını taşırdım yerine…
Coğrafyamızın mazlum çocukları,
Daha fazla acı yüklenmekte, biz büyüklerden.
Daha fazla hüzün,
Daha fazla gözyaşı,
Daha fazla ayrılık yaşamakta…
Yüklenme imkânı olsaydı eğer,
İki yaşındaki bir çocuğun
Ağlamasını yüklenirdim yerine…
Kimisi gülmeyi unuttu.
Kimisi mutlulukla tanışmadan,
Acıyla hemhal oldu.
Çaresizce her gün ağlamayı görev saydı,
Gülmeyi ayıp bilen yüzler…
Yüklenme imkânı olsaydı eğer,
İki yaşındaki bir çocuğun
Açlığını çekerdim yerine…
Baharla tanışmayan gözler,
Kışın en soğuğunu,
Çıplak ayaklarıyla, karları delerek yaşamakta.
Açlıktan çaresizce ağlayarak,
Ölmeyi bir lütuf saymakta,
Tokluktan bi haber çocuklar…
Yüklenme imkânı olsaydı eğer,
İki yaşındaki bir çocuğun
Yarasını alırdım yerine…
Şeker, oyun ve bayramlardan habersiz çocuklar,
Mermi, bomba ve savaşlarla büyümekte.
Kalem tutması gereken eller,
Kurşunlarla parçalanmakta.
Fedakâr annelerin ninnileriyle uyuması gerekenler,
Zalim babaların kurşunlarıyla susturulmakta…
Ey Peygamberin (s.a.v) yetimliğini
Kendine sünnet edinen Çocuk!
Ahirette şikâyetçi ol,
Acına şahit olduğu halde
Onu dindirmeyen Biz büyüklerden…