Brezilya Futbolu | Panik 9.Sayı

Dünya kupasını 5 kez kazanarak ülkesine götüren Brezilya, futbol konusunda rüştünü kanıtlamış bir ülkedir. Futbola farklı bir görüş getiren bu samba ülkesinin hikâyesine değinelim. Endüstriyel futbolun Avrupa’da yaygın olduğu gerçeğini herkes görmekte, ama çok uzaklarda Latin Amerikan ülkesi olan Brezilya bu kalıpları yerle bir eden bir ülke. Futbolu bir kaçış olarak gören bütün gençler yeteneklerini sergilemek için hayatlarını futbol üzerine kuruyorlar. Brezilya’nın birçok şehrinde hemen hemen her yerde küçük yerleşim alanlarında bile çamura bulanmış bir arazide topun peşinde koşan çocuklar görmeniz mümkün. Hayallerinde olan ve 70’li yıllara damga vuran Pele gibi olmak ya da Jairzinho gibi 3 büyük turnuvada boy gösteren efsaneler gibi ülkelerine bir isim bırakmak peşindeler.  

Futbol, yeşil bir zeminde 22 kişinin bir topun peşinden delileler gibi koşması mıydı? Yoksa asıl bakılması gereken bir futbol kültürünün olup olmaması mı? Bunun en güzel örneklerinden biri de Brezilya gerçeğidir. Peki neydi bu gerçek? Gençlerin futbolcu olup zengin olma hayalinden çok, asıl mevzunun bu samba diyarının Dünya futbolunu domine etme olayıdır. Yıllardır bir fabrika gibi sekmeden bütün dünyaya en iyi oyuncuları sunan bu ülke birçok önemli olaya da imza atmakta.  

58, 62 ve 70 yıllarında turnuvayı kendi etkisi altına alan Brezilya, 3 şampiyonluk yaşayarak kendi ülkesinin ismini kupa tarihine altın harflerle yazdırmış. Daha sonra 94 ve 2002 senesinde 2 şampiyonluk daha kazanarak turnuva tarihinin en çok kupa kazanan takımı olarak kendini tescillemiştir.   

Carlos AlbertoTorres’in söylediği bir demeçte, Brezilya’da futbol din kadar kutsal olduğunu ve ülkede her şeyin futbol etrafında döndüğünü söyler. “Brezilya ve Avrupa arasındaki fark işte bu. Dünya Kupası’ndan sonra Avrupalılar işlerine güçlerine döndüler. Biz futbolla yaşamaya devam ettik.” Brezilya futbol ile bütünleşmiş bir ülke futbolu Brezilya’dan uzaklaştırmaya kalkışırsak Brezilya diye bir ülke ortada kalmayacak.   

Brezilya, eski milli takım teknik direktörü Carlos Alberto Parreira, Brezilya futbolu hakkında birçok önemli tespitlerde bulunmuş bir hoca. Kendisi ayrıca 1995-1996 senesinde Fenerbahçe’nin başında şampiyonluk yaşamış teknik direktör.  Futbolun aslında bir kimlik arayışı olduğu ve tek bütünleşme alanı olduğunu düşünür Parreira. Milli Takım bütün ulusu kapsayan ve tek amaç uğruna savaşılan bir mekanizma olarak görür “ülkenin ulusal kimliği, bütün ulusu bir araya getiren tek faktör.” Ve bu amaçla bir araya gelen insanlar başarılı olabilmek için bütün zorluklara göğüs germek zorunda kalır.  200 Milyondan fazla insanın yaşadığı Brezilya’da futbol bir yaşam biçimi olarak kabul görmüş. Sokakta, okulda, evde her yerde futboldan konuşan insanlara rastlayabilirsiniz. Bir sokak arasına girdiğiniz an da bile “Sokak Futbolunu” görmek mümkün olacaktır. Küçük yaşlarda başlayan bu aşk ileride belki de Ronaldinhoya El Fenomeno lakabı ile bilinen Ronaldo’ya benzemek isteyen çocuklarla dolu.  

Tabii eğer Brezilya’dan bahsediyorsak, ülkemizdeki en önemli uğrak alanlarından biri Fenerbahçe olmuştur. Brezilya ekolünü çok iyi bir şekilde kendine entegre eden Fenerbahçe Kulübü birçok önemli efsane isimleri bünyesinde barındırmıştır. Bunların başını, Roberto Carlos, Cristian Baroni, Edu Drecana, Deivid De Souza, Luciano ve tabii ki unutulmaz efsane oyuncu Alex de Souzadır. Fenerbahçe birçok önemli Brezilyalı teknik direktör ile çalışma fırsatı da buldu.  

Futbola duydukları sevgi bambaşka bir boyutta olan bu ülke hâlâ umudun futbolda olduğuna inanır ve ona göre hareket eder. 80 yılı aşmış bir turnuvada 20 Dünya Futbol Şampiyonasına 19 kere katılmak ve bunun 7 finalinde 5 kere kupayı eve götürmek kolay olmasa gerek. Seyir zevki yüksek futbolu ile her dönem kendi kemik izleyici kitlesini oluşturan bir ekolden bahsediyoruz. Ve yıllarca herkesin dilinde Brezilya futbolu dönecektir… 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz