çıkınca insan yüzüne
sen
akvâm-ı beşer ellerini keserdi
afrika sınırları gibi
dolaşınca sokaklarında
fettan memleketlerin
turnalar göç ederdi
bu çirkeflik içinde
koroyu bozan tenor
kıvamında bir kurgu
seni görmek
bilirim ha
montajlanmış dolu
bardak taraflarını
bir memlekette ne kadar güzel varsa
o kadar gazel dizilmiştir
yollara kitaplara
ve dudaklara
eminim de
muhacir eyleyensin turnaları
görüyorum ki güzelliğinden halsiz kalmışsın
çözülemeyen muamma gibisin
ne edersin
güzellerin halinden ancak
turnalar anlar
bütün güzellemeler harmanlanmıştır
kanatlarıyla
semaların en zulüm kokan
diyarlarında kanat çırparken biri
diğeri zulmü yaşatır
gencecik delikanlılara