Sevmenin değeri, sevginin gücüyle değişerek daha merhametli, daha düşünceli ve daha iyi insan olmakla anlaşılmaya başlar. Sevmek bir insanın bir insanı sevmesiyle veya bir nesneye karşı duyulan hoş hislerle açıklanacak kadar basit değildir. Sevgi dediğimiz kavram eğer bizi daha iyi biri yapmıyorsa, sadece sevdiğimiz kişi veya objeye karşı değil dünyadaki bütün varlıklara karşı daha fazla iyi duygu beslememize sebep olmuyorsa, biz sevdiğimizi sandığımız şeyi gerçekten de sevmiyoruz ya da sevmeyi yanlış algılıyoruz demektir. Çünkü sevmek eylemini her şeyden soyutlayıp tek bir noktaya odaklamak sevmekten çok fanatizme benzer. Fanatizm hastalıklı bir ruh hali olduğundan kişinin kendisine de zarar verir. Oysa sevgi hem besleyeni hem de besleneni iyileştirmelidir. Örneğin; çocukların bir menekşeye, bir kuşa veya bir uğurböceğine duyduğu o saf sevgi, merhameti de barındırır. Eğer başka biri tarafından zararlı olduğu telkin edilmezse biri böcek biri çiçek diye ayırt etmez, hepsine sevgi duyarlar. Hasılı merhamet edebildiğimiz kadar sevebiliriz ve bunu ayrım gözetmeksizin yapabilirsek ona gerçekten sevgi diyebiliriz. Nasıl ki sevgi sevmeye başladığımız noktadan tomurcuklanıp baktığımız her yere yayılıyorsa, nefret de benzer mantıkla çalışır. İnsanın nefretle baktığı durumlar ve olaylar arttıkça nefret edebileceği kişiler de artar, bunun nihayetinde bakışında bir nefret gözlüğü oluşabilir. Halbuki insan mümkün mertebe sevgi gözlüğüyle bakmalı. Hem ne diyor şair; “Seni öldürmeye gelen sende dirilsin.” Sevginin dönüştürücü gücü nefreti dahi yenebilecek güçtedir. İnsan herhangi bir şeye karşı kötü hisler beslemeye başladığı zaman hissettiği iyi ve kötü hisler kendi aralarında bir muharebeye başlar. Dolayısıyla içimizdeki nefret büyüdükçe sevgiye karşı güçlenir ve eskisi kadar iyi hisler besleyemeyiz. İnsan tabi ki saf iyi duygulardan ibaret bir varlık değil fakat içimizdeki bu savaşta bilinçli olarak hep sevgiden yana olursak bir gün nefretin galip gelme ihtimali kalmaz. İşin özü insan iyiyi de kötüyü de kendi içinde barındırır. İçindeki kötülüğün derinliğini bilen ve bununla savaşabilen insan iyi insandır.