Efsane 90’lar | Panik 7.Sayı

Müzik dünyası büyük bir dönüşümün eşiğindeydi…

Plaklar yerini kasetlere, pikaplar walkmanlere, aranjmanlar yerli bestelere bırakıyor, televizyon radyonun tahtını sallıyordu.

80’li yıllara damgasını vuran isimler durgun geçen yılların acısını 90’larda çıkarmaya hazırlanıyor Ajda Pekkan, Kayahan, Nilüfer, Sezen Aksu gibi sanatçılar dinamik ve çağı yakalayan şarkılarla Türk Pop Müziğine yön veriyordu.

Birçoğu yeni olan isimler ardı ardına ekranlarda boy gösteriyor, şarkılar tekerleme misali dillere düşüyor, kasetler milyon satıyordu…

Devir imaj devriydi. Kıyafetler absürt, makyajlar abartılı, saçlar çılgın olmalı, takılar göze batmalıydı. Şarkılarda verilen mesajlar akılda kalmalı, klipler muhakkak Kral Tv’de yayınlanmalıydı…

Süperstarımız Ajda Pekkan’ın ‘Yaz Yaz Yaz’ şarkısıyla 90’ların fitilini ateşlemesi aslında bütün bu olacakların habercisiydi. Artık Türk Pop Müziği farklı bir kulvara giriyordu.

Ülke gündemi ne kadar kasvetli ve durağan ise müzik piyasası o kadar renkli ve dinamikti 90’larda. Müzik hiç olmadığı kadar hızlanıyor, monotonluktan çıkıp sıra dışı boyuta geçiyordu. Birbirine benzemeyen şarkıcılar ve şarkılar bu dönemin ürünüydü. Yonca Evcimik, Hakan Peker, Sertab Erener, Tarkan, Gülşen, Mustafa Sandal, Yıldız Tilbe, Kenan Doğulu gibi isimler bu yıllarda ortaya çıkacak, silinip giden birçok yıldızın yanında kalıcı olmayı başarabileceklerdi.

Üstelik o günlerde ne internet bu kadar yaygındı ne de sosyal medya hayatımızdaydı. ‘Akılsız’ cep telefonları bile daha birçok cebe girmemişti. Başlangıçta tek bir yayıncı kuruluş vardı: TRT… Bütün şarkılar devlet kanalı TRT’nin denetiminden geçiyor, bazıları ne radyolarda ne televizyonlarda kendine yer bulabiliyordu. Öyle kolay değildi kitlelere ulaşmak, şöhret olmak, tabuları yıkmak. ‘Yasaklı’ şarkı yapmamaya özen gösterilir, ekrana adabınca çıkılırdı. Konjonktür öyleydi.

Ama bu durum fazla sürmeyecekti… 90’lı yılların başında ardına ardına yayın hayatına başlayan özel televizyon ve radyolarla yasaklar delinecek, sınırlar aşılacaktı. Yılların biriktirdiği enerji ve özgürlükçü anlayış şarkılara sirayet edecek en orijinal danslarla sahnelerde ve kliplerde vücut bulacaktı. Nefis albümler birbiri ardına çıkacak, haftalar öncesinden kaset siparişleri verilecek, ‘saran kasetler’ kalemle düzeltilecek, duvarları yıldız posterleri süsleyecek, albüm kartonetleri elden düşmeyecek, sevdiği şarkı çıksın diye saatlerce ekranların ve radyoların başında beklenecekti.

O yıllar Türk Pop Müziğinin altın yıllarıydı. Şanslıydı zamane şarkıcıları; Aysel Gürel, Sezen Aksu, Onno Tunç, Şehrazat, Zeynep Talu, Garo Mafyan gibi önemli söz yazarı ve bestekarların desteği arkalarında, her yeni şeye aç kitle ise karşılarındaydı.

Dinleyici de şanslıydı. Bir daha böyle bir dönem yaşanmayacak, şarkılar bu kadar kalıcı ve çeşitli, bu kadar samimi olmayacaktı. Anılar şarkılarla öylesine bütünleşecekti ki ‘bu şarkıda çok anım var” sözü hiç bu kadar dillendirilmeyecekti.

Kızlar erkeklere kazak örecek, erkekler yollarına güller dökecek, çocuklar ‘Ah Barış Abi Aşk Olsun’ diyecek, Roma yakılacak, Corçtan borç istenecek, bandıra bandıra yenilecek, faka basılacak, oynatmaya az kalacak, bütün aşklara selam söylenecekti…

Ahh 90’lar…

Samimi sözlerin yalın melodilerle buluşup ruhu olan şarkıları ortaya çıkardığı 90’lar…

Bir klibin bir insanı bir gecede şöhret yaptığı, enteresan grupların ortaya çıktığı, popun arabesk ile buluştuğu ve daha birçok ilkin yaşandığı 90’lar…

Yeri o kadar ayrı ki 90’ların, milenyumdan sonra sayısız şarkı dillendirilecek ama hiçbiri 90’lar gibi iz bırakmayacaktı. Öyle ki günümüz gençliği bile severek dinliyor 90’lar Türkçe Popunu… Üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen o yılların şarkıları hâlâ birçok şarkıcıya ilham kaynağı oluyor. Görünen o ki olmaya da devam edecek…

90’LARIN UNUTULMAZ ŞARKILARINDAN BAZILARI