Her şeyden habersiz bir rüzgâr gibi esip geçerken
yüreğin yüreğimi gölgelemiş
hiçbir şeyin farkında olmadan
kim olduğunu bilmeden yürüdüm
fırtınadan önceki sessizliği içimde bastırıp
kendimden habersiz suretsiz hayalinle el ele geçiyorum yanından
bir ses yüreğimdeki yolları kelebeklerle süslüyor
sessizliğin bir karanlık gibi çöküyor içime
onlarca kelebeği katlediyorsun yollarımda
dermansız koşuyorum kaybolduğum karanlıkta
çaresizce bir fısıltı arıyorum
yüreğimdeki kimsesizlik sesine muhtaç
ansızın yağmura yakalanmış gibi kaçıyorum sensiz sessizlikten
yolunu şaşırmış bir çocuk gibi
ağlayarak arıyorum sesini
bütün bülbüllerin ahı yüreğimde toplanmış
ve
içimdeki kelebekler kasvetten bir kafese sürgün edilmiş