Şiir yazamadığımdan oje yapıyorum sürekli.
Tırnaklarım hiç uzamıyor o yüzden büyütemiyorum yazdıklarımı.
Gözlerimi karanlığa alıştırdım.
Beni zorlamayın aydınlığa çıkamam.
Hâlâ karanlıktayım.
Bir şey yok! Gözbebeklerim büyüyor sadece.
Bu siyah rengin ötesi yok.
Kapkara gözlerinizde kırmızı bulutlar dolaşıyor.
Öyle ağladığıma bakmayın, mutluyum aslında.
Yani öyle olmaya çalışıyorum.
Yasadışı kadınımı makyajımın altında saklıyorum.
Yağmurlara bir daha rastlayamazsınız, hepsini avuçlarımda gizledim.
Fırtınayı saçlarımda susturdum.
Sokakları vücudumun çizgilerinde kestim.
Beni duymadan dünyayı anlayamazsınız.
Kendime ve çocuklarıma bakamıyorum.
Yazdıklarıma iyi davranamıyorum.
Kötü bir yaşamın günlerini yaşıyorlar.
Kafamdaki sesler giderek artıyor.
Ruhum kalabalığın içinden bir su gibi sıyrılmakta.
Sığınacak bir liman bulamıyorum, suyumun dineceği başka bir denizim yok.
Kelimelerim için telaşlanıyorum.
İmgelerimde oturan insanı kirli kalemimle temizlemeliyim.
Evimin önünde hislerimi süpürüyorum.
Çocuklarımı ben yarattım.
Tanrı beni bu kıyafetlerin içine öylece fırlattı.
Ütülenmemiş gömleklerin arasında hayatım karıştı.
Beynimin kıvrımlarında bir at koşuyor.
Aklımın ortasında doğurduğum çocuğum geriniyor bana karşı.
Sözcüklerimi aydınlatamam.
Onca yılı uyandıramam şimdi.
Şiirim kanıyor.