elimi koluma değdirdim
sana müsaade sana müsaade
gözlüğünü indirmiş maskesini takmış nefes alış-verişini bitirmiş
bu ilk değildi elbette son olmayacağı da aşikârdı
aklıma hatta aklına bile gelmeyen en uçsuz
evet en uçsuz bir çukurun derinliği kadar
derinliği kadar zayıftı bu şiir
nehrin bitmeyen karanlık yerine değdiği gibi
gitmeyen kalmak istemekte ısrar eden karanlığın yerinde
sahiciydim
yoksa ellerimizde bir tutam çehreyle
mahşerde tastamam bir uğultu
bu şiir böyle başlamamalıydı
sen şimdi tam da burada olduğundan farksız beklerken
sen şiirin her an başlayabileceğini unutmuşken
sen şehrin kalabalığına inat kalabalığı itelerken
işte burada varsın belki de mevsimiydi isminin
küçük kıza kazıtmıştım toprağı belki de mevsimiydi yaşamanın
sen bana müsaade demiştin buna da inanmıştım sana müsaade öyleyse ben gideceğim