HİÇ DOĞMAMIŞ BİRİNİN GÖZLERİNİ KUTSAMAK/12.Sayı

Yine saydam bir duvara tosladım işte

Duvarın saydam olması suç değil

Geçebileceğimi zannederek yürümem de

Bir de yolunu değiştirmek zorunda kalmasa insan

Çünkü dilini öğrenemediğin bir ülkeyi terketmek zorundasın…

Aynalar bir bir kırılıyor

Ve gittikçe uzaklaşıyorsun

İyice hasrete bulanıyorsun

İçinde intihar eden 

Ve öldürdüğün insanların

Cesedini taşımak zorunda kalıyorsun

Kendine ait cesetleri…

Kör bir bıçakla yıllarca kestim ismailin boynunu

Mülk senindir Allah’ım

Anladım sonunda

Takdir senindir

Dediler ki Yusuf’u kurtlar yedi  

İnanmıyorum

“Göz dili ve edebiyatı okudum yeni yetmelik çağlarımda”*

Görmeyi ve okumayı öğrendim 

Konuşmayanları duymayı öğrendim

Kim ne derse desin ben bunak değilim

Ve Yusuf’u da kurt yemedi 

Bilemedim at ne dedi

Bilemedim hançerimi

Yıllarca kestim ismailin boynunu

Bilemedim hançerimi

O yüzden şimdi kızgın bir ateşte 

Yeniden dağlıyorlar beni

Hükmüne itiraz etmeye hakkım yok Allah’ım 

Çünkü ben istedim tüm bunları

Dağlıyorlar beni dağlamasına ama

Yine de korkuyorum Allah’ım

Ya yine vicdanı uyuşmuş bir et yığınına dönüşürsem 

Ya yine bir şeyleri hak ettiğimi zannedersem…

Yâ Hakîm ya Selâm,… 

Lütfuna, rahmetine, ihsânına sığınıyorum…

Ve kendimi tümüyle sana emanet ediyorum

Yüklerimi indirdim 

Çırpınmayı bıraktım 

Suyun kaldırma kuvvetine teslim oldum

Seni bekliyorum… 

Artık yuvam alnımın değdiği yerdir yalnızca

Ondandır ki ruhum rüyalara taşar

Rüyalardan rüyalara uyanırım

Gerçekliğin meçhul olduğu bu hayatta 

Realistlere gülüp geçerim

Bu terazi sandığımız gibi değil

Üç yıl bir ömürden uzundur mesela 

Bilemeyiz

Yetmiş yıl üç yıldan kısa

Kısacası zaman bereketin ömrü kadardır

Yaşananlar bereketin ömrü kadar

Velhasıl

Üzülme bu akşam öleceğiz

Terazi olarak yaşamak hep yük taşımayı gerektirir

Ağırlığını bıraktı üzerimize

Ayarı kaçmış çarklar

Bozuldu terazimiz

“Kahrolası nasıl da ölçüp biçti” dedi rabbim

Terazisi bozuk bir insan ey rabbim

Ne anlar ölçüp biçmekten

Bana zehri içirenler mi suçlu

Yoksa zehri kusan ben mi

Maksadım suçluyu bulmak değil

İçimde beni yargılayıp duran mahkemeyi susturmak

Yok mu çarkıma çark ekleyen bu mahkemeyi susturacak

Allah bile iki kalp yaratmamışken bir göğüste

Yok mu vicdanımda düğümlenen bu kisti söküp atacak

Zira ben, ben değilim hapistedir ruhum

Yok mu evimdeki yabancıları kovup beni bana kavuşturacak

Esaret altında alınmış bir kararın

Senin katındaki hükmü nedir Allah’ım?

Ecir mi, hata mı, kader mi…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz