Tarihe bu sözlerle damga vuracak olan bir spor kulübü tribündeki yerini alıyor. Futbol denilince akıllara sadece sahada olan resital şov gelmemeli. Futbol herkes tarafından sevilmesi zor bir alanken işin içine toplumsal olaylar girdiği vakit aslında futbolun sadece futbol olmadığını anlarız.Celtic, bunların en güzel ve nadide örneklerinden biri. Kıtlıktan doğmuş bir kulüp ve onun mücadelesini bir miras gibi devam ettiren Celtic taraftarları. Spor kulüpleri arasında belki de en acı çekmiş gruplardan biri olarak karşımıza çıkan dünya tarihine adını altın harflerle yazdırmış bu centilmen ve asi takıma yakından bakalım.
Yazıya bu konuyla ilgili en güzel araştırmayı yapan Cem Türktekin’in twitter hesabında paylaştığı twit dizeleri ile başlamak istiyorum.
“Hikâyenin başrolünde olan Celtic Futbol Kulübü’nü, Protestan Glasgow Rangers’la yaşanan mezhep çatışmasıyla tanıdı insanlar. Bu nedenle Celtic’ i sadece katoliklerin temsilcisi olan dinci bir kuruluş olarak niteleyen çok insan oldu. Ancak çok farklı bir iç yüzü vardı hikâyenin. Kulübün genlerinde katolik inancının propagandası değil; emperyalizme, sömürüye ve faşizme meydan okuyan bir başkaldırı vardı aslında. 19. yy’ın sonlarına gelindiğinde üretken nüfusunun neredeyse tamamını kaybeder İrlanda. Zira açlık ve bitmeyen hastalıklar, İrlandalılara İngilizlerin tayin edeceği sanayi bölgelerine göçmekten başka çare bırakmamıştır.
Glasgow’daki İrlandalı çocukların ölüm oranı protestanlara göre dört kat daha fazladır. Doğan her iki İrlandalı çocuktan birinin açlık ve hastalıktan ölmesi sebebiyle katolik bir rahip tarafından 1887 yılında Celtic adı altında bir vakıf kurulur. Ancak vakfa bağış yapacak kimse bulunamaz, zira sadece ekmek ve patates yiyerek hayatta kalan İrlandalıların vakfa bağış yapması mümkün değildir. Diğer taraftan zengin ve müreffeh protestanların bir katolik vakfına bağış yapmaları ise hayal sınırlarının da ötesindedir. Bu nedenle vakfa para toplamak için Britanya adalılarının en büyük tutkusu olan futbol gelir akıllara. Vakıf tarafından, İrlandalı gençlerden kurulu bir takım oluşturulur.”
Artık Celtic kurulmuştur. Takım, futbol adına başarıdan başarıya koşarken kurulma amacını unutmamış asi taraftarları sosyal meseleleri tribüne taşımada geri durmamıştır. Dünya üzerinde gelişen olaylara tarafsız kalmayan Celtic taraftarları, egemen güçlere boyun eğmeyip cezalara aldırış etmeden pankart kültürünü devam ettirmiştir. Sömürüyle insan onurunu zedeleyen İngiliz Kraliyetine açtığı “İrlanda’da, Afganistan’da, Irak’ta yaptıklarınız cehennemdeki şeytanları bile utandırır. Kana bulanmış gelinciklerinizi halkalarımızdan (Celtic formasındaki yeşil çizgiler) uzak tutun.” pankartıyla adeta meydan okumuştur.
Belfast’ın katolik mahallelerindeki duvar yazılarında Filistin intifadasının ve Filistin Kurtuluş Örgütü’nün geniş yer tutması zulmü yaşayan İrlanda halkının empati kurma bağı olarak karşımıza çıkar. Bu sebeple Belfast ve Derry şehirleri Ramallah ve Gazze ile birlikte anılır olmuştur.
Yakın zamanda 2016 senesinde Gazze’ye yapılan saldırıya dikkat çekmek için İsrail takımı Hapoel Beersheva karşı oynadıkları maçta dünyanın dikkatini Filistin’e çekmek için açtıkları Filistin flamaları sebebiyle kulüpleri UEFA tarafından ciddi para cezasına çarptırıldı. Kulüpleri zor durumda kalmasın diye para cezasını kendi imkanlarıyla ödediler. Arta kalan parayı da Filistinli mülteci kardeşlerine bağışladılar.