Padişahın Fermanına Meydan Okuyan Adam Dadaloğlu | Panik 5.Sayı

Okuduğum tutmaz oldu alimler

 Kalktı da adalet arttı zulümler

Terlemeden mal kazanan zalimler

Can verirken soluması zor imiş.

Evvela sevginin sıcaklığını boynuna takarak dolaşan bir atlı yiğit hayal edelim, sonra eline tüfeğini konduralım. Adına Dadaloğlu diyelim ama asıl adının Veli olduğunu bilelim. Baba mesleği de ozanlık olan Dadaloğlu 18-19 yy da yaşadığı bilinen Türkmenlerin Avşar boyundan gelen bize göre hala yaşıyor olan ozanımız. 

Her âşığın, her ozanın bir hikayesi vardır zira türküler öyle kolay yakılmaz. Kolay yakıldı mı türkü sayılmaz. Haklarında kesin bilgiler bilemeyişimiz hayatlarının yanık oluşlarının resmî belgesidir. Saz şairlerinin kaderidir buÇünkü ümmidirler, hayatları önemsenmez, yazılıp kaydedilmez.Ama bu topraklar bu güzellikleri yaşatmayı en şık bilenlerden olmuştur. Hala dinliyor oluşumuz bunun ispatıdır.

Zaman zaman kendi aralarında çatışmakta olan Türkmen boyları zaman zaman kümeleşerek Osmanlı yönetimine başkaldırmaktadırlar. Yönetim çözümü göçerlikle yaşayan Türkmen boylarını yerleşik bir düzene sokarak, toprağa bağlamakta bulur. Böylece başkaldırı tehlikeleri ortadan kalkmış olacaktır. 

Dadaloğlu için de durum aynıdır. Bağlı olduğu Avşar boyu Sivas’ın köylerinden birine gönderilir. Şimdi hayalin atlı bölümüne geçersek Dadaloğlu’nun bir elinde sazı bir elinde tüfeği ile tepeden tepeye koştuğunu görebileceksiniz.

Aslımı sorarsan Avşar soyundan

Ayrı düştüm aşiret beyimden

Pınarbaşı’ndan da beş yüz evinen

Çıkıp da cana kıyanlardanım

Osmanlı Devleti’nin iskân politikasının bir gereği olarak göç ettirilen Dadaloğlu’nun devlete başkaldırısı bu vesileyle başlar. Yaşadığı dağları terk etmek istemez ve gider dağ gibi sert şiirler söyler. Muhalif bir duruş, asi bir çığlık atar. Padişaha meydan okur.

Kalktı göç eyledi Avşar illeri

Ağır ağır giden eller bizimdir

Arap atlar yakın eder ırağı

Yüce dağdan aşan yollar bizimdir

Belimizde kılıcımız Kirmani

Taşı deler mızrağımın temreni

Hakkımızda devlet etmiş fermanı

Ferman padişahın dağlar bizimdir

Bıraksalardı tabiata ve aşk’a aşık bir şair olacaktı Dadaloğlu, böyle olsun istemezdi elbette. Halk şairlerinin en kudretlisi olmak kaderin onun için seçtiğiydi. Elimizde kalan ve cenkler için yaptığı türküler, dağlarda dövüşler esnasında yok olup ulaşamadığımız kaybolan onca türkünün habercisi.

Cem Karacadan dinleyelim Dadaloğlu’nu, sonra her iki yiğide Fatiha gönderelim, vasıl olsun. Göç etmeğe zorlanan yüzbinlerce insana ses olanlara hürmetlerimizi sunalım. Rahmet ola.. 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz