Asırlık Bir Güzelliğin Simgesi: DAK (DEK) | Panik 5.Sayı

Bir kadının günlüğüydü dak. Güzelliği, gücü, zarafeti, sevinciydi; belki de öfkesi, korkusu, gözyaşıydı. Kimi zaman dile getiremediklerinin kimi zaman da aşkının simgesiydi. Yaşlı kadınların ellerinde ve yüzlerinde rastladığımız bu mavi izlerin gizemi neydi?

       Merakıma yenik düşüp yolda gördüğüm Suriyeli Emine Teyze’ye yüzündeki bu mavi izlerin gizemini sormadan edememiştim:“Bizim zamanımızda makyaj yoktu, pudra, ruj nedir bilmezdik. Biz de bu şekilde güzelleşirdik. Çok fazla acı çekerdik ama sonuçta güzel görünecektik”. Sorduğum kadınlardan aldığım cevaplar hep güzellik üzerineydi, sadece bir tanesinden acı bir cevap duymuştum ki: “Gençtik, cahildik. Bizim büyüklerimiz okumamıza izin vermezdi. Abimizle, babamızla konuşmaya bile korkardık. Konuşmaya korktuğumuz şeyleri vücudumuzun görünmeyen kısımlarına işlerdik. Aslında bunları yaparken de daha güzel göründüğümüze inanırdık sonradan günah olduğunu öğrenmiştim”. Günah olduğunu bile bile yapmıştı, kimi de bu günahtan bihaber, yıllar sonra fark etmişti. Dinlediklerimden öğrendiğim bir şey vardı, dak kadında güzelliğin, zarafetin, gücün, toprağında bereketin, evinde anneliğinin simgesiydi. 

       Peki dak nedir? Urfa, Mardin ve Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğu Anadolu Bölges’inde -özellikle de kırsal kesimlerde yaşayan- 50 yaş üstü kadınlarda çok nadir de erkeklerde görülen mavi renkte, şakak, çene, dudak, el, kol, bacak gibi vücudun çeşitli bölgelerine işlenen kalıcı bir dövmedir. Tarihçesi tam olarak bilinmeyen dak asırlık bir gelenektir, Araplara özgü sanılsa da Arap, Kürt ve Yezidilerde görülen, geçmişi İslâmiyet öncesi dönemlere kadar uzanan bir gelenektir; günümüzde bu gelenek unutulmaya yüz tutmuştur.  Başka bir söylentiye göre bu gelenek, kültürel etkileşim sayesinde Kuzey Afrika’nın eski halklarından biri olan Berberiler’den Araplar’a, Araplar’dan da Mezopotamya’ya gelmiştir. 

          Dak’ ın hammaddesi nedir diye sorduğum kadınlardan aldığım cevaplar da aynıydı: kız çocuğu emziren anne sütü, iğne, tencere ya da gaz lambası isi. Kız çocuğu doğurmuş anne sütü dak’ı hem daha kalıcı hem de rengini daha koyu bir hale getirecekti. Dakkakeler tarafından tencere isi ya da gaz lambası isine anne sütü eklenerek özel bir karışım elde edilir. Kibrit çöpü kullanılarak bu özel karışımla dövmenin uygulanacağı bölgeye tercih edilen figür çizilir. Dezenfekte amaçlı iğnenin ucu iyice ısıtılır daha sonra figürde kullanılan is, mavi rengi alana kadar iğnenin defalarca vurulması ile derinin altına gönderilir. Büyük bir şekil veya figür yapılacaksa 7 tane iğnenin birbirine sıkıca bağlanması ile dak uygulanır. Verdiği acı oldukça fazla iyileşme süreci ise uzundur hatta kimisinin günlerce yataktan kalkamadığı söylenmektedir. Günümüz dövmelerinden farkı, vücut hiçbir şekilde uyuşturulmadan yapılıyor olmasıdır ve ilginçtir ki dak lazer ile silinememektedir, ebedidir. 

       Güneş, ay, yıldız, ceylan, taç, şahmeran, tavşan, tarak, kalp, haç gibi sembolik figürler kadınlarda en çok tercih edilen figürler olmakla birlikte çoğu figürün anlamı bile bilinmezdi. En sık rastlanan güneş, ay, yıldız figürleri, İslâmiyet öncesi yaşayan insanların tanrılarının gök ile bağlantılı olduğunun sembolüdür. Dak’la ilgili farklı inanışlar da mevcuttur. Çocuğu olmayan yüzündeki üç farklı bölgeye (çene, yanak, burun) nokta yaptırırdı. Avucunda üç nokta bulunan bir kadına rastlarsanız eşinin ikinci evliliğini gerçekleştirmesinden korkan bir kadın, yüzünde üç nokta bulunan bir çocuğa rastlarsanız ise annesinin çocuğunu kaybetmekten korktuğunu anlamalısınız. İnanışa göre yaptırdıkları bu üç nokta şans getirecektir. Tarak yaptıran kadın daha güzel, alnına taç yaptıran kadın daha güçlü, ceylan yaptıran kadın daha zarifti. Dak yaptıran kadın evli ise aşkını, bekar ise beğenileceğini düşünerek evlenmek istediğini dile getirecekti. Kimi zaman anlamsız mavi bir ize de rastlayabilirsiniz. İnanışa göre ağrıyan bölgeye dak uygulanması ağrıyı dindirecektir ve ilginçtir ki tekrar sorduğumda uygulayanlarda ağrının dindiği cevabını aldım.

        Dak zahmetli ve acılı bir süreç olmasına rağmen güzel görünmek adına, geçmişte çok fazla tercih edilirdi. Peki güzel görünmek için bu kadar acı çekmeye değer miydi? Muamma. Belki de içe akıtılan bir gözyaşı, sessiz bir sitemdi.

Sitem sessizdi fakat renkliydi. 

Sitemin rengi maviydi. 

Derinin derinliklerine gömülmüş bir mavi.

Sesinin dahi duyulamayacağı derinlikte bir mavi. 

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz