“Bilim+Gönül” Adamı Oktay Sinanoğlu | Panik 3.Sayı

Dünyanın en genç yaşta profesör unvanı almış insanı ve iki kez çeşitli ülkelerden nobele aday gösterilmiş Türk Einstein’ı ..

Oktay Sinanoğlu, 1935 yılının şubat ayında babası Nüzhet Haşim Sinanoğlu’nun Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğu olarak görev yaptığı İtalya’nın Bari şehrinde dünyaya geldi. 6 yaşına kadar İtalya’da yaşayan Sinanoğlu 2. Dünya Savaşı çıkınca ailesiyle beraber Türkiye’ye döner. Türkiye’ye döndükten sonra babası Nüzhet Haşim Sinanoğlu henüz 43 yaşındayken vefat eder. Babanın ölümü aileyi zorlu bir yola sürükler. Özellikle Anne Rüveyde Sinanoğlu hem iki çocuğunun sorumluluğuyla ilgilenir hem de birçok gazetede yazarlık yapar. Okul çağı gelen Sinanoğlu’nun annesi onu parasız yatılı olarak Türk Eğitim Derneğinin Yenişehir Lisesine yazdırır. Araştırmaya çok meraklı olan Oktay Sinanoğlu daha o çağlarda zekâsıyla dikkat çeker. Evinde Model uçaklar yapar. Kitaplardaki bilgilerle yetinmeyip özgün deneyler yapar. Oktay Sinanoğlu 1953 senesinde TED Yenişehir Lisesini birincilikle bitirir. Liseyi bitirdikten hemen sonra Türk Eğitim Derneği tarafından Kimya Mühendisliği için burslu olarak Amerika’ya gönderilir.Okulun onu Amerika’ya gönderme amacının devşirme olduğunu katıldığı her platformda dile getiren Sinanoğlu ’Türkiye’de kalırsam Amerika’nın kölesi olurum ama gidersem kendimi geliştirir Amerika’nın efendisi olur geri döner, mücadele ederim.’ Diyerek Amerika’ya gitme amacını açıklar. 1956 yılında  da Kaliforniya Üniversitesi Berkeley’de dört yıllık Kimya Mühendisliğini iki yılda ve birincilikle bitirir. Lisans eğitiminin ardından 1957 yılında Amerika’da girdiği Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (M.I.T) nü sekiz ay gibi kısa bir sürede bitirerek yüksek kimya mühendisi olur ve “Alfred Sloan Ödülü” nü alır. 1959’da Kaliforniya Berkeley’de Kuramsal Kimya Doktorasını yaparken de  iki ödüle layık görülür.

1959-1960 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri Atom Enerji Merkezinde kendine ait araştırmalar yapar. Bu araştırmaları Dünya çapında geniş yankı uyandırır. 1961’de hem Harvard hem de Yale Üniversitelerinde ders vermeye başlar. Kuantum kimyası ve fiziği hakkında yeni buluşlarını anlatır. 50 yıl çözülemeyen bir matematik kuramını bilim dünyasına kazandırarak daha 26 yaşındayken batının üç yüz yıl boyunca alamadığı en genç profesörü unvanını alır.

1962 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mütevelli Heyeti’nce sadece kendisine mahsus olmak üzere danışman profesör unvanı verilir. Yine aynı sene içinde ODTÜ’de Türkiye’deki ilk kuramsal kimya bölümü kurar ve  ODTÜ’de eğitimin Türkçe olması için çalışmalara başlar.

DNA sarmalının çözelti içinde o biçimde nasıl durduğuna açıklama getiren, Dünyanın pek çok yerinde buluşları ve kuramları ile ilgili konferanslar veren Sinanoğlu 1966’da Yale Üniversitesi’nde Moleküler biyoloji konusunda ikinci kürsüsüne atanır. BöyleceDünyada yeni kurulmaya başlayan moleküler biyoloji dalının ilk profesörlerinden biri olur. 

Nobel Ödülü’ne iki kez aday gösterilen Oktay Sinanoğlu 1973’de Almanya’nın en yüksek seviyedeki ödülü olan “Alexander Von Humbold” bilim ödülünü Dünyada ilk kazanan kişi olur. 1975’te de Japonya’nın “Uluslararası Seçkin Bilimci” ödülünü kazanır ve aynı sene özel bir kanunla ilk ve tek olarak kendisine Türkiye Cumhuriyeti Profesörü unvanı verilir.

Oktay Sinanoğlu bilimin yanında ülkeler arası ilişkilerde de çeşitli görevlerde yer alır. 1976’da Japonya’ya Türkiye Cumhuriyeti özel elçisi olarak gönderilerek Türk-Japon kültür, bilim ve eğitim ilişkilerinin temellerini atar. Amerika Bilim ve Sanat Akademisi’nin ilk ve tek üyesi olan Sinanoğlu, çeşitli ülkelerin devlet büyükleri tarafından ağırlanır. Meksika’da 3.Dünya ülkelerinin bağımsızlığı için de çalışmalar yapar. Bu çalışma sonrasında Meksika Hükümeti tarafından “Yüksek Bilim Ödülü” ne layık görülür. 

Kore , Japonya, Kanada, Fransa, İsviçre, Hollanda ve Almanya başta olmak üzere sayısız ülkede bilim konuşmaları yapar. Miami Üniversitesi’nde Kuramsal Bilimler Merkezini kurar.

Ayrıca Türkiye’de ilk kez yaz okullarını düzenleyerek sahalarında uzman bilim adamlarını Türkiye’ye davet etmiştir.

1994-2001 yılları arasında Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Bölümü Profesörü olarak gençlere matematik, kimya ve moleküler biyoloji dallarında master, doktora araştırmaları ve bitirme tezleri yaptırdı.

“Türkçe Giderse Türkiye Gider”

Cebinde kitap taşıyan “Alim Efendi” olarak bilinen, edebiyat tutkunu Türkçe sevdalısı bir yazardı aynı zamanda Oktay Sinanoğlu. İtalyanca, Latince ve Fransızca dillerine hakim, İtalyan Rönesans Edebiyatı konusunda uzman, Grek ve Romen Mitolojisi, Latin Edebiyatı Antolojisi kitaplarının yazarı, Türk Devlet Tiyatrosunca sonraki yıllarda defalarca sahnelenen İtalyan Goldoni’nin İki Efendi’nin Uşağı adlı tiyatro oyununun çevirmeni ve Dante’nin İlahi Komedya’sını ilk kez Türkçe’ye kazandıran babası Nüzhet Haşim Sinanoğlu ve 12 yıl kaldığı İtalya’da edebi düzeyde İtalyanca öğrenmiş aynı zamanda Fransızca’ya hakim, Türkiye’nin ilk kadın gazetecilerinden olan annesi Rüveyda Sinanoğlu’nun Edebiyata, Türkçe’ye olan bu tutkusunun etkisi büyük hiç şüphesiz. Yaşamı boyunca Türkçe bilinci oluşturmaya çalışan, yabancı dillerin takviyeli olarak öğretilmesi ve Türkçe’nin yabancı dillerin etkisinden kurtulması gerektiğini savunan Sinanoğlu dilimize yerleşmiş birçok yabancı kökenli kelimelere Türkçe karşılıklar önerdi, birçok kitap yazdı : “Bye Bye Türkçe”, ”Büyük Uyanış”, “Ne Yapmalı?” bunlardan birkaçı sadece.

Azmin, başarının temsili Oktay Sinanoğlu 20 Nisan 2015’te Amerika Birleşik Devlet’inde vefat etti. “Alim Ölürse Alem Ölür” derler. Alim öldü belki ama aleme ışık saçmaya devam ediyor. 

Mekanı Cennet Ola..

OKTAY SİNANOĞLU’NUN YAŞAM KRONOLOJİSİ

25 ŞUBAT 1935 

Babasının başkonsonsolos olarak görevli bulunduğu İtalya’nın Bari kentinde doğdu.

1939 

Annesi Rüveyde Hanım (Karacabey), babası Nüzhet Haşim Sinanoğlu ve kız kardeşi Esin ile 2. Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla birlikte Türkiye’ye döndüler.

1941 

Babası Nüzhet Haşim Sinanoğlu vefat etti.

1953-1954

TED Yenişehir Lisesi’nde burslu olarak okudu ve birincilikle bitirdi. Okulun bursuyla kimya mühendisliği okumak üzere ABD’ye giderek Mizzuri Üniversitesi’nde derslere başladı. Sene sonunda Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley Kimya Mühendisliği bölümüne Kabul edildi ve oraya gitti.

1956

Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley Kimya Mühendisliği bölümünü birincilikle bitirdi.

1957

MIT (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü)’yi sekiz ayda master derecesini tamamlayarak Yüksek Kimya Mühendisi oldu.

1959

Kaliforniya Üniversitesi Berkeley’e dönerek iki yılda kuramsal kimya doktorasını tamamladı.

1959-1960 ARASINDA

ABD’de Atom Enerjisi Merkezi’nde araştırmalar yaptı; araştırmaları uluslararası dergilerde yayınlandı, pek çok üniversiteden teklifler almaya başladı.

1960

Yale Üniversitesi’nde ”yardımcı profesör” olarak çalışmaya başladı.

1961-1962

 “Öğecik (atom) ve özdeciklerin (moleküllerin) çok eksicikli (elektronlu) kuramı” ile profesörlüğe adım attı. Temel fizik kanunlarından başlayarak çeşitli maddelerin kimyasal ve fiziksel özelliklerini bulmak için gerekli bu temel kuramla, 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını bilim dünyasına kazandırmış oldu. Ve profesörlüğe yükseldi.

Yale Üniversitesi’ndeki profesörlüğünün yanında Harvard Üniversitesi’nde kendisinin bulduğu “yeni kuantum (nicem) kimyası ve fiziği” üzerine üst düzey dersler verdi.

Alfred  Sloan Ödülü’nü aldı.

1963

Temmuz ayında Yale Üniversitesi’nde resmen “tüm” profesör oldu. 28 yaşında, son 100 yıldır Batı’da en genç yaşta profesör olan kişi olarak Yale Üniversitesi tarafından dünyaya tanıtıldı.

1964-1966

Yale Üniversitesi’nde ikinci kürsüye atandı; bu kürsü dünyada yeni kurulmaya başlanan moleküler biyoloji idi. Kalıtımı sağlayan DNA molekülünün yapısının neden çift sarmal olduğunu ve bunu bir arada tutan kuvvetlerin ne olduğu üzerine yaptığı çalışmasıyla (solvofobik – çözgen iter kuvveti kuramı) moleküler biyolojinin kurucuları arasına katıldı.

ODTÜ’ye danışman profesör oldu. Eğitimin Türkçe yapılması gerektiği üzerine konuşmalara başladı.

Tamamen ayrı bir saha olan yüksek enerji fiziği üzerine çalışmaları sonucu “yeni sekiz mezon (maddeyi oluşturan temel taneciklerden sekizi) ve özellikler kuramı”nı buldu.

Miami Üniversitesi, Coral Gables, Florida’da hem fizik, hem moleküler biyoloji bölümlerinde ziyaretçi prof. olarak bulunup yoğun bir şekilde yüksek enerji fiziği üzerinde çalışırken, orada ”Kurumsal Bilimler Merkezi”nin kurucularından oldu.

NIH‘ye (Amerikan Ulusal Sağlık Bilimleri Kurumu) danışman oldu.

TÜBİTAK Bilim Ödülü’nü alan ilk kişi oldu.

1967-1970 ARASINDA

ABD, Ulusal Argon Atom Enerjisi Laboratuvarları’nda sadece beş bilimcinin seçildiği Teftiş Kurulu Üyesi.

1968

ODTÜ’de Kuramsal Kimya Bölümü’nü kurdu.

1970

Atom Fiziği üzerinde çalıştı; atomların temel yapısı üzerine çok ayrıntılı bir kuram geliştirdi; “Atom fiziğinde atomların yapısı ve elektronik özellikleri kuramı”nın gökfizik alanındaki uygulamalarıyla güneş ve yıldızlardaki kimyasal öğeler hesaplanabilir oldu. ABD Ulusal Standartlar Kurumu’nun kataloglarındaki yanlış bilgiler düzeltildi.

1970-1973 ARASINDA

ABD Ulusal Argon Atom Enerjisi Laboratuvarı’nın başkanlığını yaptı.

1971

1971 Eylül’den Aralık ayına kadar Paris’te, ancak çok üst düzey matematikçi ve fizikçilerin kabul edildiği Institut Des Hauts Etudes Scientifiques’te kimyaya matematiği sokma alanında uzun yıllar sürecek çalışmalarına başladı. Bulduğu yeni matematik temeller, farklı alanlarda bilim dünyasına büyük katkı sağladı.

1973-1974

Boğaziçi Üniversitesi’nde MEB’in teklif ettiği rektörlüğü reddedip danışman profesör olarak çalıştı.

1973 Mayıs ayında Almanya’nın en yüksek bilim ödülü olan “Alexander Von Humbold Bilim Ödülü”nü aldı. Bu ödülü alan ilk bilimciydi.

Amerikan Bilim ve Sanat Akademisi’ne seçilen ilk ve tek Türk oldu.

9. Milli Eğitim Şurası’na katıldı ve bilim ve teknoloji eğitiminin Türkçe olması gereği üzerine konuşmalar yaptı.

1975-1976

Asya’yı keşfetti. Japon Hükümeti’nin “Uluslararası Seçkin Bilim Adamı” ödülünü almak için gittiği bu ülkede altı ay boyunca çeşitli bilimsel konuşmalar yaptı, iki ülke arasında (Türkiye ve Japonya) kültürel ve bilimsel ilişkinin kurulması için çalıştı. Neredeyse tüm Japonya’da “İpek Yolunun İki Ucu: Türkiye ve Japonya” başlığını taşıyan ve iki ülke arasındaki kültürel ve tarihi benzerlikleri anlatan konuşmalar yaptı. Japon televizyonu NHK ile İpek Yolu projesini başlattı.

Hindistan Hükümeti’nden Devlet Misafiri olarak aldığı davet üzerine bu ülkeye gitti. Bayan Gandi’nin bakanları ve Cumhurbaşkanı Fakruttin Bey ile yine iki ülke arasında güçlü bağların oluşması için çalışmalar yaptı.

“Türkiye Cumhuriyeti Profesörü” unvanını aldı.

Balıkesir’de askerliğini yaptı.

1977-1978 ARASINDA

İki yıl İÜ Kimya Fakültesi’nde görev yaptı.

1978’de eski TDK’dan Fiziksel Kimya Terimleri sözlüğünü yayımladı.

1980

1970’lerde Almanya’da başladığı matematik temelleri geliştirmeye ve kimyaya yeni bir bakış açısı getirmeye yönelik çalışmalarının sonucunda “Kimya’nın temellerini yeni matematiklere oturma kuramı”nı buldu. Yeni nicem kanununu geliştirerek kimyayı ezber yerine yeni matematik fizik temellerine bağladı.

1982-1988 ARASINDA

Yale’de düzenlediği kimyanın matematik temelleri üzerine bir dizi seminere çeşitli ülkelerden bilim adamlarını davet etti. Böylece “matematiksel kimya” diye yeni bir dalın ortaya çıkmasına, J. Mathematical Chemistry dergisinin ve uluslararası kurultayların örgütlenmesine önayak oldu. İlk kurultayda açılış konuşmasını yaptı. Derginin yayın kurulu üyesiydi.

1985

Yaklaşık on yıldır üzerinde çalıştığı ve teorisinin matematiğini 180 teoremden çıkardığı araştırmasını anlatmak üzere dünya turuna çıktı. ABD, Kanada, Batı ve Doğu Almanya, İsviçre, Japonya ve Kore’nin çeşitli üniversite ve kurumlarında konuşmalar yaptı.

1988

Türkiye’ye davet edilerek Milli Eğitim Şurası’na katıldı.

Amerikan basını, 180 teoremden çıkardığı, fizik ve kimyaya yeni bir bakış getiren teorisini çocuklara resimli oyunlarla anlattığı için kimyayı herkesin türetebileceğini ispatladığını yazdı.

1991

TC Kültür Bakanlığı’nın Bilgi Çağı Ödülü’nü aldı.

1993

Merkezini Yale Üniversitesi’nden Türkiye’ye taşımaya karar verdi.

1994-1995 ARASINDA

Yıldız Teknik Universitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü’nde profesör ve rektör danışmanı.

1995- 1996

ILESAM Üstün Hizmet Ödülü’nü, GESİAD Yılın Bilam Adamı Ödülü’nü, Türkiye Yazarlar Birliği Yılın Fikir Adamı Ödülü’nü aldı.

Türk-Kazak Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi oldu.

1999

DPT Yükseköğretim ve İktisadi Gelişme Uzmanlar Kurulu’na katılan yüzü aşkın akademisyen tarafından başkan seçildi.

1999-2000 ARASINDA

Miami Üniversitesi Matematik Bölümü’ne yarı zamanlı profesör.

2000-2001

Yale Üniversitesi’nde “Kimyanın yeni temel kuramı ve organik ve anorganik kimyaya uygulamalar” konulu lisans üstü dersler verdi.

ABD Yale Üniversitesi’nde iki kürsü (fiziki-kimya, moleküler biyokimya / biyofizik) profesörü. Kuramsal Fizik Merkezi’nın üyesi.

Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Bölümü’nde profesör.

2002-19 NİSAN 2015

2002’de Antalya’da Uğur Mumcu Bilim Ödülü, TÜRKSAV Türk Dünyası’na Hizmet Ödülü’nü aldı.

2005’te YTÜ öğrencilerinin oylamasıyla “Yılın Yıldızları En Beğenilen Bilim Adamı Ödülü ”ne layık görüldü.

Mayıs 2006’da kendisine Karaman Valisi ve Karaman Belediye Başkanınca “Karamanoğlu Mehmet Bey-Türk Diline Üstün Hizmet Onur Ödülü” verildi.

Bye Bye Türkçe / Bir New-York Rüyası; Göçmen Hamamı; 2050’ye 5 Kala; Dünyanın 105 Yıllık Tarihi; İlerisi için; Türkçe Giderse Türkiye Gider; Büyük Uyanış; Hedef Türkiye; Ne Yapmalı / Yeniden Diriliş ve Kurtuluş İçin; Yeni Bilim Ufukları I; Yeni Bilim Ufuklari 2; Yeni bir matematik kuramı ve onunla bazı fizik kimya ilkelerinin bulunması; Yeni Bilim Ufukları 3 Hayatın Örgüsü Elli Yıllık Biyolojinin Temellerini Sarsan Sorular; Açıklamalı Fizik, Kimya, Matematik Ana Terimleri Sözlüğü kitaplarını yayımladı.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz